Fed’in daraltmasının üzerine, bir de soruşturma ve seçim belirsizliklerinin yaratacağı oynaklığı ve gerginliği eklediğimizde bu yılın Türkiye için zor geçeceğini söylemek hata olmaz. Fed, yavaş da olsa para piyasası “sahnesinden” çekileceğini nihayet açıkladı! Lehman Brothers’ın batışı ile tarihlenen küresel finansal krizin başlamasından bu yana neredeyse 5 tam yıl geçti. Küresel ekonomiyi ayağa kaldırmak için el birliği yapan Merkez Bankalarının desteğini hep arkasında hissetmiş bir nesil göreve başladı birçok yerde. Merkez Bankaları aracılığıyla ayakta tutulmaya çalışılan ekonomilerin kendi başlarına ayakta durup duramayacakları belli değil. Zira emekleme döneminde her türlü araç kullanıldı. Tekrar dizlerine üzerine çökecek olurlarsa neyle ayağa kaldırılacağı belirsiz. Hele ki bir de “güven” sarsılırsa iş daha da zorlaşabilir. Fed’in “daraltmaya” başlamasının yaratacağı boşluğu Bank of Japan’ın (BoJ) kapatabilecek mi? Yeni yılın yeni sorusu bu olacak. Yen yeniden “carry trade” (ucuz fonlama parası) olarak öne çıkacak. Belki Asya-Pasifik bölgesinin ihtiyaçlarını karşılayabilir ancak tüm dünyanın ihtiyacını karşılaması zor görünüyor. Almanya’nın tutumu AB’de belirleyici olurken, bu yılın uluslararası politikada öne çıkacak ve piyasaları etkileyecek bir başka meselesi de Çin-Japonya arasındaki gerginlik olacak! 2013’te tırmanmaya başlayan ve iki ülke arasındaki ticareti olumsuz etkileyen bu gelişmenin 2014’te sıkça gündeme gelmesi ve Uzakdoğu’yu olumsuz etkilemesi, küresel finansal piyasalara ve uluslararası ticarete olumsuz yansıması mümkün. Gerek bizi gerekse de küresel ekonomiyi ilgilendiren İran’ın uluslararası ticaret ve siyaset arenasına geri dönüşü bu yıl içinde ivme kazanacak. Ticaret açısından bizim için önemli bir avantaj getirecek bu gelişme diğer yandan Türkiye’nin bölgedeki politik ağırlık ve “bölge liderliği” konusunda öneminin azalmasını beraberinde getirebilir! ÇİN’İN BÜYÜME HIZI BU YIL DA YAVAŞLAYACAK Yurt içine döndüğümüzde; Fed’in daraltması bizi de daraltacak. Bir de bunun üzerine Aralık ayının ortasında gündeme gelen “yolsuzluk soruşturmalarını” ve bunların yıl boyunca yapılacak yerel seçimlere, ilk kez halk oylamasıyla seçilecek cumhurbaşkanı seçimlerine ve çok büyük ihtimalle bu seçimle birlikte yapılabilecek bir genel seçime etkilerini göz önüne alan yabancı yatırımcıların ilgisi azalacak. Fed’in daraltmasının üzerine, bir de soruşturma ve seçim belirsizliklerinin yaratacağı oynaklığı ve gerginliği eklediğimizde bu yılın Türkiye için zor geçeceğini söylemek hata olmayacaktır. Bu yıl içeride seçimleri etkileyebilecek ve hatta önüne geçecek olan “Barış süreci” olacak. Bu konuda atılacak her olumlu adım hem iç barışa hem de büyümeye yansıyacaktır. Ancak yapılacak hatalar da bir o kadar ters etki yapacak, hatta önümüzdeki yıllarda inşa edilebilecek bir barış imkânını da azaltacaktır. Merkez Bankası’nın çoklu hedefli, çoklu politika faizli yöntemlerde ısrar etmesi, belirsizliğin çok daha fazla artacağı bu sene için yeni sorunlar yaratabilir. Ocak ayının sonu ile Mayıs ayının sonu arasındaki dönemde Türk piyasalarında oynaklığın iyiden iyiye arttığını görebiliriz. Mayıs ayının çok büyük bir “kaza” olmadan geçilmesi durumunda; MB’nın da atacağı adımlar sonrasında; yılın ikinci yarısında TL’nin yeniden değer kazandığını görebileceğiz! Yönetilmesi zor ve gerilimi yüksek bir yıl bizleri bekliyor! İyi liderlik ve yönetişim bu yıl çok ciddi farklar yaratabilecek!