Anasayfa / Röportaj / BİRLEŞME VE SATIN ALMALAR İÇIN AKTİF BİR YIL OLABİLİR

Röportaj

  • 196

BİRLEŞME VE SATIN ALMALAR İÇIN AKTİF BİR YIL OLABİLİR

image

Yakın zamanda Wellcome Trust ile gerçekleştirdiği ortaklıkla sermaye yapısını güçlendiren ve önümüzdeki dönemde Orta Doğu'ya açılacak olan ÜNLÜ& Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ünlü Türkiye'nin yatırım ortamını değerlendirdi. 1996 yılında bağımsız bir finansal danışmanlık firması olarak kurulan ÜNLÜ & Co, günümüzde Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi gruplarından biri haline geldi. Müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun olarak, dünya standartlarında, yenilikçi kurumsal finansman, küresel piyasalar, borç finansmanı ve danışmanlığı, hisse senedi piyasaları ve varlık yönetimi çözümleri sunan ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ünlü ile Türkiye’nin uluslararası yatırım çekme potansiyelini ve önümüzdeki dönem beklentilerini sorduk. Mahmut Ünlü, “2016 yılının ikinci yarısının birleşme ve satınalma işlemleri konusunda daha aktif geçeceğini düşünüyorum. Ocak ve Şubat tüm dünyada kayıp aylardı. Ancak bu sene bizi iç talebin ve iç tüketimin ileriye götüreceğine inanıyorum” diyor. Türkiye’nin son 10 yıllık performansını değerlendirdiğiniz uluslararası yatırım çekme potansiyeli bakımından gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bence her ülkenin en önemli hikayesi büyümedir. Türkiye, kendi birikimleri oluşmadığı ve OECD ülkeleri içinde tasarruf oranı en düşük ülkelerinden biri olduğu için büyümesi dış kaynağa bağlı olan bir ülke. Böyle bakınca son 10 yılı dört döneme ayırmak gerekiyor: İlki 2005-2008 arası. Bu dönemde iki etken faktör vardır: Dünyadaki para bolluğu, Türkiye’nin geçmiş senelerde yaşadığı belirsizliklerden çıkıp – normalizasyon sürecine denk geldi. Yani 2005-2008 arası Türkiye’nin kaynak çekebilmesi için tüm yıldızların aynı çizgiye geldiği bir dönemdi. 1996’da çalışmaya başladığımda, yılda 500 milyon dolar doğrudan yabancı sermaye geldiğinde başarı sayılıyordu. Keza 1923-2004 arasında gelen toplam doğrudan yabancı sermaye miktarı sadece 23 milyar dolar. Buna karşılık 2004-2008 arasında 55 milyar dolar direkt yatırım geldi. Dolayısıyla bu dönemde hızlı büyüdük. İkinci dönem, 2008’deki Lehman krizi ile başladı. 2010’a kadar olan dönemde Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye girişi anlamında zor bir dönem geçirdi. 2010-2013 arası ise yine politik ortamın istikrarını görece korumasıyla gelişmiş ülkelerde yaşanan kriz sonrası gelişmekte olan ülkelere kaynak akışı devam etti. Bu dönemde 35 milyar dolar civarında doğrudan yabancı sermaye geldi. Dördüncü dönem ise 2013 sonrası: Dört seçim, jeopolitik olaylar ekonomideki gelişmelerin gündemini belirledi. Bu dönemde büyümenin tipi de değişti. 2004 - 2013 arasında ekonomideki büyümenin yüzde 60-75’lik kısmi iç tüketimden kaynaklanırken son iki yılda, tamamen devlet harcamaları ve ihracattan geldi. Sonuç olarak Türkiye’nin büyümesinde yabancı sermaye çok önemli bir etken. Yabancı yatırımcının gelebilmesi için Türkiye ile ilgili beklentilerinin olumlu olması lazım. Bugün gelinen noktada Türkiye’nin hala yabancı yatırımcı açısından cazip olduğunu ve sermaye girişinin de bu sene ve ilerleyen senelerde artacağını düşünüyorum. ÜNLÜ& Co, önümüzdeki dönemde Türkiye’deki etkinliğini daha da artırmanın yanı sıra Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’ne açılmayı planlıyor. WellcomeTrust ile yaptığınız iş birliğinin bu hedefe katkısı nasıl olacak? ÜNLÜ & Co olarak, dünya devi Wellcome Trust ile gerçekleştirdiğimiz ortaklıkla sermaye yapımız daha da güçlendi. Bu ortaklık bölgenin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu olma stratejimize destek sağlayacak. Bu anlaşmayla birlikte daha da güçlenen sermaye yapımızla önümüzdeki dönem için planladığımız inorganik büyümeyi hayata geçirecek ve yeni yatırımlar yapacağız. Önümüzdeki dönemde Türkiye’deki etkinliğimizi daha da artırmanın yanı sıra Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’ne açılmayı planlıyoruz. Bu kapsamda ilk adımı yakın zaman önce ambargonun kaldırıldığı İran’la atmayı hedefliyoruz. Stratejik planlarımız ve cesaretli bakış açımızla potansiyeli değerlendirmek üzere İran’da fon yönetiminin yanı sıra İran Borsası’nda aracılık hizmetleri vereceğiz. Yapacağımız yatırımla İran ekonomisinin sunduğu fırsatları Türk yatırımcılarının değerlendirebilmesine olanak sağlayacağız. Yatırım Bankacılığı alanında önümüzdeki 10 yıl içinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’nin lideri olmayı hedefliyoruz. ÜNLÜ & Co olarak odaklandığımız bölgede, yatırım bankacılığında liderlik hedefimizin bir parçası olarak önümüzdeki dönemde dünya finansının kalbinin attığı merkezlerde de yatırımlar yapacağız. Bu hedefi güçlendirmenin yolunun dünya finans merkezlerinde de var olmaktan geçtiğinin bilincindeyiz. 2016 yılında New York ve Singapur temsilciliklerimizi daha da güçlendirirken Orta Doğu merkezli bir temsilcilik için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye geçtiğimiz yıllarda satın alma ve birleşmelerde oldukça yüksek bir potansiyele sahipti. Büyük Holding ya da şirketlerin önemli satın almalarını duyuyorduk. Sizce Türkiye bu anlamda nasıl bir dönemden geçiyor? Yatırım anlamında önemli fırsatlar sunan, potansiyeli oldukça yüksek bir ülke olan Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak altyapı ve enerji yatırımlarına da her zaman açık bir ülke. Ayrıca son derece dinamik bir pazar. Genç nüfus, ticaret yollarının tam ortasında yer alan jeopolitik konumla köklü bir kültürün buluştuğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu nitelikler, pazarın yatırım potansiyelini artırıyor. Geride kalan iki yılda yaşanan seçimler, yaşanan istikrarsızlıklar ve ABD Merkez Bankası’nın sıkı para politikasına geçmesi, gelişmekte olan ülkelerin tamamında olduğu gibi dönem dönem ülke büyümesini ve yatırımları yavaşlattıysa da, uzun vadeli değerlendirdiğimizde önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin daha çok ilgi ve yatırım göreceğini söyleyebilirim. Önümüzdeki dönemde birleşme ve satın alımlar konusunda nasıl bir döneme gireceğiz. 2016 yılını bu anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? 2016 yılının ikinci yarısının birleşme ve satınalma işlemleri konusunda daha aktif geçeceğini düşünüyorum. Ocak ve Şubat tüm dünyada kayıp aylardı. Ancak bu sene bizi iç talebin ve iç tüketimin ileriye götüreceğine inanıyorum. Türkiye’ye ilgi duyan yabancı yatırımlar var mı? Türkiye ile ilgilenen yatırımcı profili Avrupa ve ABD ağırlıklı. Ancak son dönemde Uzakdoğulu yatırımcıların yatırım iştahının arttığını gözlemliyoruz. Özellikle Japonya’dan gelen yatırımların arttığını söyleyebiliriz. ÜNLÜ & Co olarak bu trendi Singapur’da bir ofis açarak değerlendirdik. Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya operasyonlarımız dahilinde özellikle Singapur ve Malezyalı yatırımcılarla sık sık bir araya gelerek ülkemizi ve sahip olduğu potansiyeli anlatıyoruz. Körfez yatırımcılarından da belli alanlarda ilgi geliyor. Ağırlıklı olarak gıda, eğitim, sağlık ve gayrimenkul alanlarına ilgi duyuluyor. Türkiye’de bu anlamda en aktif sektörler sizce hangileri? Potansiyel yaratan ve yatırımcının ilgisini çeken sektörler hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye’nin tüketici profili ve ekonomik altyapısı göz önünde bulundurulduğunda daha çok perakende, gıda, tüketim sektörlerine odaklı şirketlerin büyümekte olduğunu ve söz konusu şirketlerin alım için çekici göründüğü söylenebilir. Türkiye ekonomisinin yurt dışından yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemde içinde bulunduğumuz konjonktür yatırımcıları nasıl etkiliyor? Kısa vadede yaşanan terör ve jeopolitik sorunlar nedeniyle bir çekimserlik olsa da doğrudan yabancı sermaye yatırımcıları, ülkelere kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli bir bakış açısıyla yatırımı planlıyor. Bu anlamda Türkiye’nin potansiyeline olan inancın devam ettiğini görüyoruz. Bugün büyüme dünya ekonomisinin en temel sorunlarından biri. Türkiye geçmişte olduğu gibi yeniden etkin bir büyüme hikayesi oluşturup, bunu da dış dünyaya daha iyi anlatabildiğinde yabancı yatırım girişlerinde ivmelenme beraberinde gelecektir.