Anasayfa / Özel Dosya / TÜRK MÜTEAHHİTLER ZİRVEYE OYNUYOR

Özel Dosya

  • 148

TÜRK MÜTEAHHİTLER ZİRVEYE OYNUYOR

image

Türkiye'nin çevre bölgesinde ve yakın coğrafyasında yürüttüğü önemli inşaat yatırımları artmaya devam ediyor. Önümüzdeki yıllar, Türk müteaahitlerin dünyada rekabet güçlerini daha da artıracağı bir dönem olacağa benziyor. Sektörün saygın yayını Engineering News Record’un her yıl kendi ülkeleri dışında iş yapan ilk 250 müteahhidi cirolarına göre sıraladığı listede Türk inşaat sektöründen 38 firma yer alıyor. Dünyanın en büyük müteahhitlerinin yer aldığı bu listede Türkiye, Çin’den sonra en fazla firması olan ülke. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin 2014 Ocak ayı ortasında yapmış olduğu açıklamada Türk müteahhitlerin başarı grafiğinin 2013’te de yükselmeye devam ettiğini ve yıllık uluslararası yeni iş tutarının ilk kez 30 milyar ABD Doları eşiğini aşarak 31,3 milyar ABD Dolarına ulaştığını ortaya koymuştu. Ekonomi Bakanlığı’na göre Türk müteahhitlerin 1972-2013 döneminde faaliyet gösterdiği ülke sayısı 103’e, üstlenilen projeler toplamı 7 bin 371’e ve projelerin toplam tutarı ise 274,1 milyar dolara ulaştı. 2000’li yıllarda Türk müteahhitlerin uluslararası rekabet gücü katlanarak arttı. Yıllık yeni iş tutarının 10 kattan fazla artması, ortalama proje büyüklüğünün 3 kat artması, pazar ve proje çeşitlenmesinin hızlanması, geleneksel pazarlarda müteahhitlikten yatırımcılığa ve gayrimenkul geliştirilmesine geçilmesi, uluslararası konsorsiyumlara katılımın artması, havalimanları ile raylı ulaşım başta olmak üzere belirli iş türlerinde dünya markalığına yöneliş bu döneme özgü gelişmelerden bazıları. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün’e göre Türk Müteahhitlerin 2000’li yıllarda pazarlarını ve projelerini çeşitlilik, yıllık uluslararası iş hacminin 10 kattan fazla artması dikkat çekici bir rekabet gücü patlaması yarattı. Bu sayede bazı proje türlerinde dünya markası olmaya yönelmiş olan Türk müteahhitler yoğun iş tecrübeleri ile uzun vadede dünyada iddiasını artıracağa benziyor. ETKİN BÖLGELER: KUZEY AFRİKA, ORTA DOĞU VE KÖRFEZ BÖLGESİ Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün’e göre özellikle yeni pazarlardan Sahra altı Afrika’da açılan büyükelçilikler, THY tarafından sunulmaya başlayan Afrika seferleri ve Türk Eximbank’ın bu ülkelerde iş yapan firmalarımıza sunduğu çeşitli kredi ve sigorta olanakları ile şekillenen, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri konusunda hükümetin sağladığı desteklerin önemi de son derece büyük. Yurt dışında Türk müteahhitlerin etkin olduğu bölgelerde gerçekleştirdikleri projelerine değinen TAV İnşaat Genel Müdürü Ümit Kazak “Gürcistan’da Tiflis ve Batum, Tunus’ta Enfidha-Hammamet, Makedonya’da Üsküp ve Ohri, Mısır’da Kahire Havalimanı Yolcu Terminali ve Katar’ın başkenti Doha’nın en büyük binalarından biri olan Hamad Havalimanı Yolcu Terminal Kompleksi projelerini tamamlamış bulunuyoruz.” diyor ve Medine, Riyad Havalimanı, Cidde Havalimanı Uçak Bakım hangarları ve Umman’da Maskat Havalimanı altyapı inşaat çalışmalarını sürdürdüklerini ekliyor. ORTA DOĞU BÖLGESİNDEKİ SİYASİ GELİŞMELER SEKTÖRÜ OLUMSUZ ETKİLİYOR Türk müteahhitlerin yurtdışında projelerini yürütürken karşılaştıkları zorlukların en başında Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Körfez bölgelerinde yaşanan siyasi gelişmeler geliyor. Özellikle büyük altyapı projelerinde işverenin devlet otoriteleri olmalarından dolayı bu değişimler projelerde zaman zaman duraklamalara neden olabiliyor. Bunun yakın bir örneğini Libya’da yaşadıklarına değinen Kazak, inşaatı devam eden Tripoli Havalimanı projelerinin siyasi gelişmelerden ötürü kesintiye uğradığına değiniyor. Kazak, bu tür süreçleri engellemenin müteahhitlerin elinde olmadığını belirterek sadece etkili bir kontrat yönetimi ile negatif sonuçları engellemenin amaçlanması gerektiğini ekliyor. Bunun dışında bürokrasinin fazla olduğu ülkelerde proje süreleri konusunda sıkıntılar yaşanabilirken çoğu zaman yerel firmalarla yapılan ortaklıklar ve ülke koşullarını iyi bilen kişilerin proje sürecine dahil edilmesi bu durumu en aza indirmeye yardımcı oluyor. Yenigün’e göre hızlıca karar ve kolayca risk alabilme kapasitesine sahip olan Türk müteahhitler, ana pazarlarında işlerin durması veya yavaşlaması halinde ilgilerini kısa bir sürede alternatif alanlara yoğunlaşarak ani olumsuz gelişmelerin zararlarını minimuma indirmeye yatkın. BATILI MÜTEAHHİTLERE GÖRE DAHA KOLAY RİSK ALINIYOR Türk müteahhitler için Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türki Cumhuriyetler ile paylaşılan tarihsel ve kültürel geçmiş ve toplumların tarihte uzun süre birlikte yaşamış olmalarının getirdiği bağlar bir avantaj olarak ön plana çıkıyor. Buna yönelik yakın coğrafyaların kültürel yapıları nedeniyle proje yönetiminde sadece sözleşmeler ile hareket etmediklerine değinen Kazak proje yönetiminin sadece yazılı sözleşmeye dayalı yöntemlerle yürütülmesi yerine işverenle güvene dayalı etkin iletişim kanallarının kurulmasının önemli olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullanıyor. Kazak’a göre Türk firmaları esnek yapıları nedeniyle özellikle Batılı ülke müteahhitleri ile karşılaştırıldığında risk alma konusunda daha cesaretli ve bu durum zor coğrafyalardaki projelerde Türk müteahhitlerin avantajı olarak kendini gösteriyor. Yenigün’e göre petrol ve doğal gaz ihracı yapan ve yüksek oranlı büyüme kaydedeceği tahmin edilen, aşağı yönlü riskleri asgari düzeyde olan ülkelerde altyapı yatırımlarının artması ve iş fırsatlarının daha da çoğalması bekleniyor. Yenigün’e göre Türk müteahhitlerin pazar payını artırması için yapması gereken çalışmaların başında yurt dışında ortaklıklar kurmak, Türk müteahhitlerin birbirine rakip olmaktan kaçınması ve ortaklık kültürü, güç birliği ile çalışarak Türk müteahhitlerin dünya devleri ile yarışacak seviyeye gelmesi bekleniyor. ENR listesinde Türkiye’nin toplam gelirdeki pay itibariyle sıralamasını daha da artırması Türkiye’nin müteahhitlik alanındaki en büyük hedeflerinden biri. Bu noktadaki yapısal sorun olarak Yenigün’e göre Türk müteahhitlerin dünya devi müteahhitlere göre ölçek olarak gerisinde kalmak öne çıkıyor. Bu durum bir yandan büyük projelerde “know-how”, verimlilik, maliyet, kalite ve karlılık boyutlarıyla onlarla yarışmalarını güçleştiriyor, diğer yandan dünyanın çeşitli yerlerinde eş zamanlı olarak üstlenebilecekleri büyük proje sayısını sınırlandırıyor. Yenigün’e göre buna yönelik olarak yurt dışında ortaklıklar kurarak; hem aynı bölgelerde birbirimizle rakip olmadan daha uygun şartlarda işler almak, ortaklık kültürü ve güç birliği içinde daha ekonomik ve daha hızlı işler yapmak sonucunda ciro bazında Türk müteahhitlerin daha da büyümesi hedefleniyor.