Hükümet, Türkiye'yi 10 yılda dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına koyacak 2023 Vizyonu, başta altyapı ve enerji yatırımlarıyla her alanda çalışmalarını artırdı. Türkiye'nin her yerinde başlatılan dev projelerle ülke adeta şantiye alanına döndü. Altyapıda Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü, Kanal İstanbul gibi projeler ve enerjide yenilenebilir enerji kaynaklarını artıran yatırımlar, ulaştırmada karayolu ve denizcilik alanında atılımlar Türkiye'ye sınıf atlatacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında Vizyon Hedefleri ile ilk 10 büyük ekonomi arasına girmeyi hedefleyen Hükümet, bunun için çalışmalara çok önceden başladı. 2 trilyon dolarlık bir Türkiye ekonomisi yaratmak için kollar sıvandı. Hükümet Vizyon Hedeflerini kamuoyuna açıkladı, şirketler de bu hedefler çerçevesinde kendi hedeflerini belirleyerek Türkiye’yi 2023 yılına hazırlamaya başladı. Vizyon hedefleri ekonominin her alanını yakından ilgilendiriyor. Ancak altyapı, ihracat, turizm gibi alanlar bunlar arasında başı çekiyor. Özellikle altyapı alanında ciddi çalışmalara başlandı. İstanbul’a Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü ve Başbakan’ın hayal projesi olarak açıkladığı Kanal İstanbul Projesi sadece Türkiye değil dünya genelinde de dev projeler olması açısından önem taşıyor. Sadece yerli yatırımcıların değil yabancıların da ilgisini çekiyor. Altyapı yatırımlarında yol, havalimanı, köprü gibi projeler başı çekiyor ve bu alanda ihalelere başlandı. Bazıları tamamlandı ve çalışmalara başlandı. 2023 Vizyonu’nun en önemli gündem maddeleri arasında Türkiye’nin bir havacılık üssü yapılmasını öngörüyor. İstanbul’u dünyanın en büyük havacılık hublarından biri yapacak projede havalimanı işletmeciliği, inşası ve uçak şirketleri hızla çalışmalara başladılar. Havalimanı işletmecileri dev ihalelere hazırlandı, uçak şirketleri ise 2023 yılına yetişecek dev siparişlerle dünyanın gündemine oturdu. Yakın zamanda yapılan ve 22 milyar 152 milyon Euro teklifle sadece Türkiye değil dünyanın en büyük havalimanlarından biri olan İstanbul’daki Üçüncü Havalimanı ihalesi dünya kamuoyunun da gündemine oturdu. İhalede TAV, IC-Fraport Ortak Girişim Grubu, Cengiz-Kolin-Limak-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu ile Makyol İnşaat teklif verdi. Kıyasıya çekişmenin yaşandığı Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olan Üçüncü Havalimanı ihalesinde en yüksek teklifi 22 milyar 152 milyon Euro ile Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu vererek ihaleyi kazandı. Bir yıl içinde inşaat çalışmalarına başlanacak İstanbul’un Üçüncü Havalimanı 150 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak ve 2018 yılına yetiştirilecek. Yatırımcı grup ihaledeki fiyatın üstüne 10 milyar Euro daha yatırım yapacak. Böylece yatırım miktarı 30 milyar euroyu geçecek. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ihale sonrasında yaptığı açıklamada havalimanına yapılacak toplam yatırım tutarının 90 milyar TL’yi bulacağını açıkladı. Havalimanı alanındaki vizyon sadece İstanbul’a Üçüncü havalimanıyla da sınırlı değil. Bunun yanı sıra 30 milyon kapasiteli iki, 15 milyon kapasiteli üç havalimanının daha yapılması gündemde. Bu havalimanlarının yerleri henüz açıklanmasa da bu projeler havalimanı işletmecilerinin iştahını kabartıyor. YURTİÇİ TAŞIMACILIĞIN PAYI YÜZDE 15’E ÇIKARILACAK Altyapı alanında sadece havalimanı değil liman projeleri de büyük önem taşıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denizyolu taşımacılığı ve limancılık faaliyetleri genişletilecek. Yeni liman projeleriyle Türkiye’nin transit bir ülke konumuna gelmesi amaçlanıyor. Bu amaçla yeni limanların inşaasının yanı sıra gemi inşa sanayiinde 10 milyar Dolar inşa geliri ve yeni istihdam alanları oluşturulacak. Gemi inşa sanayiinde yerli payı yüzde 80’e çıkarılacak. Yurtiçi taşımacılık da bu hedeflerde önem taşıyacak. 2023 yılına kadar denizyolunun payının yüzde 15’e çıkarılması hedefleniyor. Tersanelerin yoğunlaştığı yerlere ise organize sanayi bölgeleri kurulacak. Raylı sistemlerde de yerli sanayi teşvik edilecek. 7 bin kilometreye yakın yüksek hızlı tren ağı inşa edilecek. Ulaştırma sektöründe bölünmüş yol hedefleriyle damgasını vuran hükümet, karayollarında da büyük atılıma gidiyor. 2023 vizyonuyla bu yolların uzunluğunu 32 bin kilometreye çıkaracak. 24 yeni karayolu inşa edilip kuzey-güney karayolları genişletilecek. ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ 2015’TE HAZIR OLACAK Altyapı alanında dikkat çekecek bir başka proje ise İstanbul’a Üçüncü Köprü projesi olacak. Temeli geçtiğimiz ay içinde atılan Üçüncü Köprü, İstanbul trafiğini rahatlatacak. Yatırım tutarı 2.5 milyar dolar (4.5 milyar TL) olarak öngörülen Üçüncü Köprü ihalesinde en yüksek teklifi IC İçtaş - Astaldi Konsorsiyumu vermişti. Konsorsiyum köprüyü üç yılda inşa edecek ve 10 yıllık işletme hakkının sahibi olacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise köprünün temel atma töreninde konsorsiyumdan köprüyü üç değil iki yılda inşa etmeleri ve 2015’te devreye girmesi konusunda söz aldı. Kuzey Marmara Otoyolu Projesi ve proje kapsamında yer alan İstanbul Boğazı üzerinde yapılacak Üçüncü Köprü, 59 metrelik genişliğe ve 1.408 metrelik ana açıklığına sahip olacak. Üzerinde raylı sistem de bulunacak köprü “Dünyanın en uzun” ve “En geniş” asma köprüsü olacak. Köprü, 320 metreyi aşan yüksekliği ile dünyanın en yüksek kuleye sahip köprüsü özelliğini de taşıyacak. Köprü üzerinde sekiz şeritli karayolu ve iki şeritli demiryolu yer alacak. Kuzey Marmara Otoyolu projesinin Odayeri - Paşaköy kesiminde yer alacak köprü üzerindeki raylı sistem, Edirne’den İzmit’e kadar yolcu taşıyacak. Marmaray ve İstanbul Metrosu ile entegre edilecek raylı sistemle Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı ve yeni yapılacak Üçüncü Havalimanı da birbirine bağlanacak. ÇILGIN PROJE BEKLENİYOR Altyapı yatırımlarının en önemli ayaklarından birini de Başbakan’ın çılgın projesi olarak nitelendirilen Kanal İstanbul Projesi oluşturacak. İstanbul’u 2023 yılına taşıyacak proje ile şehir, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında açılacak 50 kilometreyi bulması beklenen bir kanalla yeni bir şehre kavuşacak. Başbakan Erdoğan’ın 24 Nisan 2011 tarihinde kamuoyuna duyurduğu projenin 50 milyar Dolara mal olması bekleniyor. 1 milyon nüfuslu yeni bir şehir olacak Kanal İstanbul, dev konut alanlarından şehir hastanelerine okullardan otellere kadar her şeyi sıfırdan yapılacak yeni bir şehirden oluşuyor. Kanalın inşaası sırasında çıkarılan milyonlarca metreküp hafriyat Üçüncü Havalimanı’nın yapımında ve bölgedeki sönmüş maden ocaklarının kapatılmasında kullanılacak. Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmada, Kanal İstanbul Projesi’nin sadece bir inşaat projesi olmadığını açıklamıştı. Başbakan, projeyi “Bu proje çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, bayındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir” sözleriyle anlattı. Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre olacak. Su yüzeyinde genişlik yaklaşık 145-150 metre civarında olacak. Kanal üzerine de köprüler inşa edilerek kara ve demiryolu ulaşımı kesintiye uğramadan devam edecek. Boğaz trafiğindeki riski alacak kanaldan dünyadaki en büyük gemiler geçebilecek. Kanal İstanbul’dan günde 150-160 geminin geçmesi hedefleniyor. Kanal İstanbul ile ilgili diğer detaylar merakla beklenirken projenin yakın zamanda ihaleye çıkarılacağı da duyuruldu. Özelleştirme de büyüme modelinde önemli rol oynayacak. Önümüzdeki 10 yılda elektrik dağıtım ve şeker üretim alanları özelleştirmeye açılacak. Otoyol, köprü ve liman işletmeciliği de özelleştirmeye açılarak hazineye kaynak aktarılacak. Bu hedefler doğrultusunda büyüme oranları da sürdürülebilir olarak yüzde 7’ler seviyesine çıkarılacak. Tüm bu planların en önemli amacı ise kişibaşı milli gelirin 25 bin dolar seviyesine ulaşması... YENİLENEBİLİR ENERJİDE PAY YÜZDE 30’A ÇIKARILACAK Türkiye, enerji sektöründe sadece bir geçiş ülkesi değil üretim üssü durumunda da olacak. Yenilenebilir enerji kaynakları en az yüzde 30 seviyesine çıkarılacak. Sadece rüzgar enerjisinde ise 10 bin megawatt kurulu kapasite hedefleniyor. Jeotermal kaynakların önemli bir bölümü de devreye sokulacak. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Türkiye’de elektrik üretiminde hidroelektrik, rüzgar, jeotermal ve diğer yenilenebilir kaynakların payının 2023 yılında en az yüzde 30 düzeyinde olması, doğal gazın payının yüzde 30’a düşürülmesi ve nükleer enerjinin enerji arz kaynaklarına dahil edilmesi hedeflenmiştir” sözleriyle 2023 hedeflerini açıklamıştı. 10 yıl içinde 3 nükleer santral projesi de 2023 hedefleri arasında yer alıyor. Bunlardan ikisi Mersin – Akkuyu ve Samsun olarak açıklanırken üçüncü nükleer santral ile ilgili yer henüz açıklanmamıştı. Bakan Taner “Türkiye’nin büyüme hızını karşılayacak olan ikinci ve üçüncü nükleer santrallerin de bir kısmı işletme halinde bir kısmı inşa halinde, mutlaka 2023 yılına kadar Türkiye’ye kazandırılması gerekiyor. Müzakere konusunda Türkiye çok ciddi mesafeler kaydetti” diye konuşmuştu. 10 yılda 50 bin MW HES kapasitesine ulaşılması da hedefler arasında bulunuyor. Tüm bunların yanı sıra 10 yılda kişibaşı elektrik tüketiminin de iki katına çıkaracak 6 bin kilowattsaati bulması öngörülüyor. Tüm bu öngörüler hükümeti enerji konusunda yeni politikalar belirlemeye yönlendirirken şirketleri de bu alanda yatırıma teşvik ediyor. Bu durum enerji sektörünü ekonominin lokomotifi, şirketlerin ise büyüme ve atılım sektörü olarak belirmelerine yol açıyor. Geçtiğimiz 10 yılda Türkiye’yi Çin’den sonra en hızlı gelişme gösteren enerji ülkeleri arasına koyan sektör, 2023 yılında da liderliğe oynamayı hedefliyor. Enerjide dışa bağımlılık alternatif enerji kaynaklarıyla azaltılacak. 2023 yılına kadar Türkiye’deki toplam elektrik enerjisi kurulu gücünün 100.000 MW’a çıkarılması planlanıyor. 10 yıl içinde rüzgar enerjisinde 20.000 MW, güneş enerjisinde 3000 MW ve jeotermal’de 600 MW kurulu güce sahip olunması da hedefler arasında. Ayrıca 2023’e kadar enerjide yüzde 20 tasarruf da planlanıyor. DEV ŞEHİR HASTANELERİ GELİYOR 2023 Vizyonu ile birlikte sağlık yatırımları da hız kazanacak ve dev şehir hastaneleri gündeme gelecek. Bu hastanelerde tedavi çeşitliliği sağlamanın yanı sıra sağlıkta bölgesel bir merkez haline gelmek, hizmet kalitesini artırmak, maliyet etkin sağlık hizmeti sunmak hedefler arasında yer alıyor. Bu hastanelerin ortalama 45 bin yatak kapasitesine sahip olması bekleniyor. 22 adet olarak planlanan şehir hastanelerinin 4’ünün ihalesi sonuçlanmış ve yapım aşamasında bulunurken 5’inin de ihale süreci bitmek üzere. 9 şehir hastanesinin teklif süreci devam ediyor ve kalan 4’ünün de 2014 sonrası dönemde yapılması planlanıyor. Akfen İnşaat’ta bu hastanelerden birine talip oldu ve 22 Şubat 2013’te 755 yataklı Isparta Şehir Hastanesi İhalesi’ni kazandı. Kiralama karşılığı yapımı ile 25 yıl süresince ürün ve hizmetlerin temin edilmesini kapsayan projenin yılsonunda tamamlanması planlanıyor. Şehir hastanelerinin tamamlanmasıyla Türkiye, sadece iç pazarda değil dış pazarda da önemli bir etkinliğe sahip olacak. Türkiye, sağlıkta geride bulunan komşu ülkeler ve sağlık harcamalarının yüksek olduğu Avrupa ülkelerinden sağlık turisti çekecek. Bu hedeflerle Türkiye’nin bir sağlık üssü haline getirilmesi planlanıyor.