Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ikili ticaret hacmi 25 milyar dolara çıktı. İş dünyası bu hacmi büyütmek için sıklıkla Afrika'yı ziyaret ediyor. Peki, Afrika'da Türk iş dünyasını nasıl fırsatlar bekliyor? Yıllardır dev yabancı şirketlere üretim yapıyorduk. İş yaptığımız şirketler gelip Hindistan’dan, Çin’den aldıkları fiyatları gösterip, en pahalı teklifin üzerine yüzde 3-4 daha koymamız halinde bile bizimle çalışacaklarını söylüyorlardı.
Ancak onların istediği şekilde fiyat vermemiz durumunda zarar ediyorduk. Bunun üzerine daha düşük maliyetli üretim yapabileceğim ülke aramaya başladım.” Bu cümleler Else Tekstil’in sahibi Seyfettin Koçak’a ait. kendisiyle yapılan bir röportajda Etiyopya yatırımlarının ayrıntılarını aktaran Koçak, verimli organik pamuk tarımı yaptıklarını söylüyor.
100 bin dönümlük bir arazide organik pamuk tarımına başlayan Else Tekstil’in, 2018 yılında tam kapasiteyle çalışacak fabrikalarıyla beraber toplam pamuk-iplik-dokuma cirolarının 600 milyon doları bulabileceği öngörülüyor. Öyle görülüyor ki, Else Tekstil gibi birçok Türk şirketi son yıllarda Afrika pazarına oldukça yakın ilgi gösteriyor. Rakamlar da bu argümanı doğrular nitelikte; Hazine Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Hakan Tokaç’a göre, 2015 yılı itibarıyla Türkiye’nin Afrika kıtasındaki doğrudan yatırımları 6,2 milyar dolara ulaşmış durumda. Türkiye’nin yatırımları Afrika’ya doğru artış gösterirken, doğal olarak ticaret hacmi de yükseliyor: 2002 yılında 3 milyar dolar olan Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki ticaret hacmi, 2015 yılında 25 milyar dolara sıçrıyor.
Elbette bu süreç birkaç aylık çalışmayla olgunluğa ulaşmış değil; 2005 yılında Türkiye tarafından ilan edilen Afrika Yılı, 2008’de düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi, 2010’da kabul edilen Afrika Strateji Belgesi ve 2016 Kasım ayında gerçekleştirilen Afrika Zirvesi, kara kıta ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerde birer kilometre taşı görevini görüyor. Rakamların da ortaya koyduğu üzere, Türkiye ve Afrika arasındaki ekonomik etkileşim gün geçtikçe artıyor; ufukta yeni fırsatlar beliriyor. Türkiye’nin Afrika’da 41 adet büyükelçiliği bulunuyor. Keza Afrika ülkelerinin ise Ankara’da 34 büyükelçisi var. Dolayısıyla Türkiye’nin kıtadaki irili ufaklı devletlerle diplomatik ve ticari ilişkileri giderek artıyor.
DEİK Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın, “150’nin üzerinde çeşitli üretim yapan sektörlerimiz ve Avrupa kalitemizle, Asya fiyatlarımızla, 150 milyar dolar ihracat ve 220 milyar dolar ithalat gücümüzle, mühendisliğimizle, knowhow ile Afrika’nın 54 ülkesinin 600-700 milyar dolar ithalatı ve ihtiyacı olan yatırımlarıyla neyi konuşuyoruz? 10 milyar dolar olan ihracatımız Afrika’ya hiçbir şey!” diye konuşuyor.
Afrika ülkelerinin altyapı ihtiyacının olduğunu vurgulayan Taşkın, “Gel yap, işlet, devret modeli ile Senegal’de 1,3 milyar dolar tutarında havaalanı, havaalanını şehre bağlayan paralı yolu, Dakar limanının genişletilmesi ve 125 megabayt elektrik santrali gibi yatırımları Afrika Kalkınma Bankası’nın desteği ile Bouygues, Eiffage, Dubai Port gibi şirketler aldı.” DEİK tarafından aktarılan bilgilere göre, yukarıda bahsi geçen Afrika Kalkınma Bankası’nın kayıtlı sermayesi 90 milyar dolar civarında. 50 yıllık döneminde banka, kümülatif olarak 100 milyar dolara yakın finansman sağlamış durumda.
Bankanın üyelerine sağladığı yıllık finansman tutarı ise 7 milyar dolar. Türkiye’nin Afrika Kalkınma Bankası’ndaki sermaye payı 300 milyon dolar ile binde 33 düzeyinde. Afrika kıtasının ve banka imkânlarının daha iyi anlaşılmasıyla birlikte zaman içinde Türk firmalarının Afrika Kalkınma Bankası ihalelerinde de üst sıralarda yer almasını bekliyoruz” diye konuşuyor Hazine Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Hakan Tokaç. Türk iş insanı için Afrika pazarında öne çıkan fırsatlardan birinin inşaat sektörü olduğunu söylemek mümkün.
Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kartal Usluer, Türk inşaat projelerinin yüzde doksanını MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) ve Afrika-Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesinde 50 milyar dolar değerinde proje tamamlandığını söylüyor. Türk şirketlerinin projelerinin bir bölümünün devam ettiğini belirten Usluer, Libya’nın birinci sırada yer aldığını belirterek, ikinci sırada Cezayir ve üçüncü sırada da Fas’ın yer aldığını söyledi. Usluer, Sahraaltı Afrika’da ise Türk inşaat firmalarının Etiyopya, Sudan ve Nijerya’da önemli projeleri üstlendiğini altını çiziyor.
Türkiye’nin ihracatta zorlandığı mevcut pazarlarına alternatif olarak, Afrika pazarı yüksek potansiyeliyle öne çıkıyor. Tüketim tarafında gittikçe gelişen Afrika pazarına ek olarak, Kara Kıta’daki ucuz üretim imkânı Türk iş insanları için büyük bir fırsat barındırıyor.