10 yıl önce Türkiye’den yurtdışına gidildiğini, bu noktadan bugün Türkiye’nin sağlık turizmi yapan bir ülke konumuna geldiğini vurgulayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu Türkiye’nin ulaştığı bu noktayı coğrafi konumu, yetişmiş insan gücü, sahip olunan kaplıcalar ve rekabetçi fiyat politikalarına bağlıyor. 10 yıl öncesine göre Sağlık hizmetleri ülkemizde çok daha kolay ve rahat erişilebilir hale geldi, devlet hastanelerinin kalitesi yükseldi. Bugünkü konumumuzda sağlık hizmetlerinde dünyada nasıl bir konumdayız, bahsedebilir misiniz? Son 10 yılda uyguladığımız Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yüksek kalitede sağlık hizmetine düşük maliyetle ve hakkaniyetle erişim konusunda dünyaya örnek olduk. Dünyada ender görülecek hızda ve düzeyde sağlık göstergelerimizi iyileştirerek küresel bir başarı örneği sergiledik. Ülkemiz küresel sağlık gündemini oluşturan lider ülkeler arasında yerini alarak, insana hizmeti amaç edinen değişime öncülük eden konuma geldi. 2012 ve 2013 yıllarında Dünya Sağlık Örgütü Dünya Sağlık Asamblesi toplantılarında ülkemizi “Sağlıkta örnek ülke” olarak gösterdi. Nihai amacımız hakkaniyetli bir şekilde halkımızın sağlık düzeyini korumak ve iyileştirmek. Hedefimiz ise 2023 yılında dünyanın en mükemmel sağlık sistemleri içerisinde ilk 10’a girmek. Bunu yapacak bilgi, birikim azim ve kararlılığa sahibiz. Türkiye, Sağlık Turizmi alanında yurtdışından gelen birçok hastaya hizmet veriyor. Sağlık Turizmi açısından önümüzdeki dönemde Türkiye’nin daha çok sağlık turisti ağırlayacağı biliniyor. Sağlık Turizmi için Türkiye, bölgesi açısından ne ifade ediyor? 10 yıl önce insanlarımız sağlık hizmeti almak için yurt dışına gidiyordu. Artık ülkemiz sağlık turizmi merkezi haline geldi. Coğrafi konum, sahip olduğumuz sağlık kuruluşları, sektördeki yetişmiş ve eğitimli insan gücü, kaplıcalarımız ve doğal güzelliklerimiz ile sağlık turizmi açısından değerlendirilmesi gereken özelliklerimiz. Ülkemiz ileri teknoloji kullanan ve fiyat avantajı sunan sağlık tesisleri ile sağlık turizminin parlayan yıldızı. Biz bir taraftan vatandaşımıza sunduğumuz sağlık hizmetinin standardını yükseltirken, diğer taraftan bu dinamikleri bölge coğrafyasına da güçlü sunmayı hedefliyoruz. Bölge coğrafyasında bir milyara yaklaşan nüfusa da sağlık turizmi alanında güçlü hizmet vermeyi planlıyoruz. Tıbbi tedavinin ötesinde, yaşlı nüfusun sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürdürebilmeleri için kendilerine destek olmak istiyoruz. Uluslararası Hasta Destek Birimi ile 7 gün 24 saat, Almanca, İngilizce, Arapça ve Rusça dillerinde tercümanlık hizmeti veriyoruz. Sağlık turizmi alanında bölgesel cazibe merkezi olmak için serbest sağlık bölgelerinin önünü açıyoruz. Böylece ülkemize yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişi hızlanacaktır. Hayata geçirilme aşamasındaki Şehir Hastaneleri projelerinin Türkiye’ye önümüzdeki dönemde neler katacağını düşünüyorsunuz? 2023’de Türkiye’nin Sağlık alanında nerede olmasını bekliyorsunuz? Şehir Hastaneleri, bünyesinde farklı alanlarda uzmanlaşmış ihtisas hastaneleri, Ar-Ge laboratuvarları ve merkezleri, teknopark, sosyal tesisler, otel, alışveriş merkezi, konaklama ve açık alan kullanımlarının bir bütün olarak barındırıldığı sağlık kompleksleri. Tüm dünyada da yaygın olarak kullanılan bir model. Kamu özel ortaklığı modeli ile yapılacak Şehir Hastaneleri ile vatandaşlarımıza sağlık hizmetlerini çok daha modern koşullarda sunacağız. Bu modelle özel sektörün uluslararası standartlarda sağlık tesislerinin yapımı konusunda yüklendiği sorumluluğu başarı ile yerine getireceğine inanıyorum. AKFEN Holding Isparta Şehir Hastanesi Projesi’ni üstlenerek Sağlık sektörüne giriş yaptı. Diğer Şehir Hastanelerinin yapımı gibi Isparta Şehir Hastanesi de kamu-özel ortaklığı ile faaliyete geçecek ve 25 yıl boyunca AKFEN Holding tarafından işletilecek. Sağlık Sektöründe kamu-özel ortaklığı modelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kamu-Özel ortaklığı modeli ile ilk etapta 22 bin nitelikli yatağın yanı sıra, teknolojik alt yapısı ve donamını yüksek, bilişim teknolojilerine açık, çevre duyarlılığı gelişmiş çağdaş fiziki mekanlara kavuşmayı arzuluyoruz. Daha sonraki 1 yıllık süreçte ise 22 bin yeni yatağın daha projelendirilmesini tamamlayıp, 45 bin yatağımızı önümüzdeki 3-4 yıl içinde dünya standartlarının ötesinde bir noktaya taşımak istiyoruz. Amacımız deprem riskinden uzak, hastanelerle hizmeti kolaylaştırmak ve teknolojiyi vatandaşın ayağına götürmek. Şehir hastanelerinin ülkemizin sağlıkta zirveye doğru yolculuğuna ciddi bir hız kazandıracağına inanıyorum. Önümüzdeki 3-4 yıl içinde bütün hastanelerimizi nitelikli, alt yapısı güçlü, depreme dayanıklı hale getirmiş olacağız. Böylelikle vatandaşlarımıza saygın, dünya ile yarışır sağlık mekanlarını kazandırmış olacağız. İstiyoruz ki insanımız kazansın, ülkemiz kazansın. Buna inanıyorum ve bu anlamda girişimcilerimize güveniyorum. Gemi hastaneleri hangi aşamaya geldiniz? Gemi hastanelerinin özellikleri neler olacak? Nasıl hizmet verecek? Gemi hastane projesi halen ihale aşamasında. Önümüzdeki süreçte ise ihaleye çıkmaya planlıyoruz. Dünyada gemi hastane olarak inşa edilen ilk proje olacak. Afet, deprem gibi olağanüstü durumlarda bu hastaneler hizmet verecek. Ülkemizin dünya genelinde marka değeri olan bir hastaneyi olağanüstü durumlarda hizmet verecek şekilde hizmete sunmasını da ayrıca önemsiyorum. Gemi Hastanemiz 200 yatak kapasiteli olacak, 17 branşta poliklinik hizmet verecek ve her türlü ameliyat yapılabilecek. Doğumhane, diyaliz ünitesi ve yanık ünitesi bulunacak. Bu hastanemiz 316 sağlık personeli ile hizmet verecek.