Türkiye'de dijitalleşme konusunda öncü bir rol oynayan Vodafone, sağladığı çözümlerle iş dünyasını dijital dünyanın yarınına hazırlıyor. Tüm dünyada dijitalleşme konusunda önemli çalışmalar yürüten Vodafone, şirketlere çözümler sağlayarak onları dijital dünyadaki verimlilik ile tanıştırıyor. Vodafone’un bu kapsamdaki çalışmalarını ve Türkiye’nin dijital dünya ile verdiği sınavı Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy’dan dinledik. İş dünyasında dijital dönüşüm deyince neyi anlamak gerekiyor? Dijitalleşmeye neden ihtiyaç var? Dijital teknolojiler, bugün sadece bireysel haberleşme ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmıyor; bankacılıktan sağlık hizmetlerine, lojistikten üretime, perakendeden nakliyeye kadar her alanda yenilikçi hizmetler sunmak, hızı artırmak, süreçleri kolaylaştırmak, yeni insanlara ve coğrafyalara ulaşmak, yeni gelir fırsatları yaratmak için de kullanılıyor. İş dünyasında Dijital Dönüşüm, şirketlerin akıllı teknolojiler sayesinde büyüme, verimlilik, kârlılık ve rekabet potansiyelini artırması anlamına geliyor. Geleceğin iş dünyasında, dijital stratejiler kurgulayabilen ve bu stratejileri yenilikçi iş modellerine ve etkin iş sonuçlarına dönüştürebilen şirketler ön planda olacak. Şirketler, hızla dijitalleşen müşteri ihtiyaçlarını akıllı ürün ve hizmetler ile karşılarken, sahip oldukları dijital süreç ve yetenekler sayesinde daha yalın, verimli ve çevik organizasyonlar haline gelecek. Dijitalleşme, çalışan verimliliğini de önemli ölçüde artıracak ve şirketlerin pazardaki konumunu güçlendirecek. Vodafone olarak, dijitalleşmenin, yenilikçi ve dönüştürücü etkisiyle, geleceğin dünyasında belirleyici olacağına inanıyoruz. Dünya genelinde birey ve kurumların mobil ve sabit iletişim teknolojilerinin gücüyle dijitalleşmesini hedefliyoruz. Grubumuz, bugün, dünya çapında 450 milyon bireyin ve 20 milyon işletmenin dijitalleşmesi için önemli yatırımlar yapıyor. Türkiye’de de Dijital Dönüşüm’ün lideri olma hedefiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Hem bireyleri hem de kurumları dijital dünyanın oyuncusu haline getirme hedefiyle Kasım 2013’te “Dijital Dönüşüm Hareketi”ni başlattık. Türkiye’nin uçtan uca dijital kalkınmasını hedeflediğimiz bu programın birinci yılında 5 milyonu aşkın kişiyi dijitalleşmeyle tanıştırdık. Diğer yandan, kurumsal segmentte “Yarına Hazırım” isimli platformumuzla Türkiye’nin dijital haritasını çıkardık. Sizce Türkiye’de hem KOBİ’ler hem büyük şirketler hem de kamu kurumları dijitalleşme konusunda hangi aşamadalar? Günümüz iş dünyası çok hızlı bir şekilde değişiyor ve işletmelerin de bu değişime ayak uydurarak yarına hazır olması gerekiyor. Bugünden yarına hazır diyebileceğimiz bir işletmenin, müşteri ilişkilerinden bilgi güvenliğine kadar her süreci dijitalleştirmesi önem taşıyor. Türkiye’de işletmelerin Dijital Dönüşüm’ün neresinde olduklarını ve yarına ne kadar hazır olduklarını anlamak için yaptığımız pazar araştırmalarında, işletmelerin iş dünyasının çok hızlı bir şekilde değiştiğini ve değişen bu dünyada sürekli hazır olmaları gerektiğini kabul ettiklerini görüyoruz. Araştırmalarımız, Türkiye’de büyükten küçüğe tüm işletmelerin hızla değişen pazar koşullarına adapte olmaya çalışmakla birlikte dijitalleşme konusunda bazı temel sorunlar yaşadığına da işaret ediyor. Örneğin, her 10 işletmeden 4’ü sahada araç kullanıyor; ancak, %73’ü araçlarını takip etmiyor. Her 10 işletmeden 6’sı müşteri bilgilerini düzenli takip ederek müşteri kazanımını artırabileceği bir yazılım kullanmıyor. Her 10 işletmeden 6’sı müşterilerine tanıtım faaliyetlerine ihtiyaç duyuyor, ama bu işletmelerin %80’i bu ihtiyacına yardımcı olacak teknolojileri kullanmıyor. Bu açıkları kapatmak ve yarına bugünden hazır olmak için işletmelerin hızla dijital çözümlerle buluşması gerekiyor. Vodafone bu kapsamda çok ciddi bir misyon üstleniyor. Şirketleri bu yönde hem bilgilendiriyor hem de yol haritası çiziyor. Siz bu anlamda Türk iş dünyasını nasıl gözlemliyorsunuz? Sizce şirketler dijitalleşme konusuna ne kadar açıklar? Tüm dünyada olduğu gibi Türk iş dünyasında da dijitalleşmeye ilginin her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Örneğin, Türkiye’de ekonominin kalbi olan KOBİ’ler, iş dünyasının çok hızlı bir şekilde değiştiğini ve değişen bu dünyaya sürekli hazır olmaları gerektiğini kabul ediyor. Büyük firmalardan farklı olarak kaynakları daha kısıtlı olan ve sürekli yeni yatırım yapacak güçleri olmayan KOBİ’lerin, işlerini büyütmek ve başarılarını sürdürmek için dijitalleşmeye ayak uydurması gerekiyor. KOBİ’ler, ihtiyaçları doğrultusunda verimlilik artıran dijital çözümlere yatırım yaparken, teknolojinin arkasında nasıl bir altyapı olduğundan daha çok teknolojinin hangi ihtiyaçlarına yardımcı olduğunu anlamaya ve bilmeye önem veriyor. Genel olarak bakıldığında ise işletmelerin, eskiden sadece yakınlarındaki diğer işletmeleri takip ederken şimdi diğer kıtalardaki işletmeleri de takip etmeleri gerekiyor. Eskiden müşterilerine 3 gün içinde dönmelerinde bir problem olmazken şimdi 3 saatte dönmemeleri durumda müşteri kaybedebiliyorlar. Eskiden müşterilerini sürekli takip etmeleri gerekmezken şimdi sürekli bir iletişim içinde olma ihtiyacı duyuyorlar. Verimlilik ve şirketlerde yarattığı katma değer noktasında neler sunuyor dijitalleşme? Bu kapsamda bizimle rakamlar paylaşabilir misiniz? Yapılan araştırmalar, dijitalleşen şirketlerin kaynaklarını artırmadan gelirlerini sektörlerinin %9 üzerinde büyüttüğünü, kârlılıklarını sektörlerinin %26 üzerinde gerçekleştirdiğini ve pazar değerlerini sektörlerinin %12 üzerinde belirleyebildiklerini ortaya koyuyor. İşletmelerin dijitalleşmelerini artıracak çözümler, finansal kârlılıklarına olumlu katkı sağlaması açısından da önem teşkil ediyor. Örneğin, araç takip sistemi kullanan işletmeler %15’e varan oranda yakıt tasarrufu sağlayabiliyor.