Anasayfa / Gündem / BU ZİNCİR ROLLERİ BAŞTAN YAZIYOR

Gündem

  • 205

BU ZİNCİR ROLLERİ BAŞTAN YAZIYOR

image

BU ZİNCİR ROLLERİ BAŞTAN YAZIYOR

 

Dünya Bitcoin adı altında kripto parayı, hatta getireceği felaket senaryolarını konuşurken asıl önemli olan sistem, farklı bir dünya vaat ediyor. Türkçe ifadesi ile ‘blok zinciri’ yani Blockchain. Habertürk Gazetesi editörlerinden Mahmut Sancak, Blockchain sistemini anlatırken Sabah Gazetesi Teknoloji Yazarı Timur Sırt, Blockchain ile ürünlerini satan geleceğin Bittikoyun Köyü’nü yazdı. Bloomberg Radyo Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen de “Bitcoin, Ethereum, Ripple, Litecoin, Altcoinler gitse de, blockchain kalır” derken hangi şirketlerde bu yönde adımlar atıldığını kaleme aldı.

 

Dijital teknolojiler sadece eğlence ve haberleşmeyi değil reel ekonominin de hemen her alanını yeniden tasarlıyor. Değişim esnasında büyük yankılar yaratan alanların başında ise finans sektörü geliyor. Özellikle Bitcoin ve Ripple gibi dijital para birimleriyle geleneksel yatırım dünyasını altüst eden teknolojiler, yatırımcılar arasında da şaşkınlık yarattı. Dolar karşısında geçen yıl yüzde 1.500 seviyesinde değer kazanan Bitcoin ve aynı dönemde yüzde 36.000 değerlenen Ripple küresel milyonerler gurubuna yeni üyeler kattı. Ancak bu gelişmeler ve dijital paralara yönelik oluşan aşırı ilgi Blockchain’in (blok zincir) sisteminin de bir dizi teknik çıkmazının ortaya çıkmasına vesile oldu. Yeni kullanıma giren yüzlerce dijital parada bu sorunların aşılması için yeni önlemler alınırken işlemlerde farklı sistemler kullanılmaya başlandı.

Bunlar aslında Blockchain’in geleceği için oldukça iyi gelişmeler. Zira bu teknolojinin yalnızca sanal paralarla sınırlı kalması beklenmiyor. Karşılıklı bir işlemin tamamlanması için bir onay merciine gerek duyulan hemen her konuda Blockchain teknolojisini kullanmak mümkün olacak. Bu sistemi baz alan pek çok ürün ve hizmetlerin tasarlanmasına dünya çapında devam ediliyor. Finans sektörü bu yönde atılan sadece ilk adım. 

 

FİNTEKLER YAYILIYOR

Fintek adı verilen ve uygulama üzerinden bankacılık hizmeti veren yeni nesil finans kuruluşları daha şimdiden geleneksel bankacılık sektörünün çalışma prensiplerini temellerinden sarstı. Şube ve danışman yapılarını ortadan kaldıran sistem müşterilerin sosyal medya ortamındaki bilgilerinden de faydalanarak kişiye özel servisler sunmaya başladı. Temelinde algoritma adı verilen akıllı yazılımların bulunduğu Blockchain’i güvenli bir aracıya ihtiyaç duyulan tüm hizmetlerde kullanmak mümkün.

Merkezi bir otorite yerine otoriteyi çok sayıda omuza yayan sistemin bir yandan çok şeffaf olması diğer yandan da dış saldırılara karşı da çok güvenli olacağı belirtiliyor. Sistemin evrimi bakımından Bitcoin’in dijital ödeme sistemi olarak kullanılması “Bitcoin 1.0” olarak tanımlanıyor. Blockchain teknolojisinin tahvil, bono veya kredi gibi temel finansal işlemlerini devralması ise Bitcoin 2.0 olacak. Bitcoin 3.0 ise gelecekte sağlıktan eğitime, sanattan bilime kadar hayatın hemen her alanına yayılmasıyla gündeme gelecek.

 

WALL STREET’İN İLGİSİ ARTIYOR

Blockchain teknolojisini adeta dünyaya tanıtan dijital para birimi Bitcoin finans dünyasını birbirine düşürdü. Wall Street’in önde gelen finans kuruluşları sanal paralara yönelik spekülasyonların patladığı dönemlerde bu sistemden uzak durmaya çalışsa da zamanla Blockchain sisteminin vaat ettiği avantajlara kayıtsız kalamadı. Şu sıralar başta Goldman Sachs olmak üzere küresel bankacılık dünyasının önde gelen şirketleri Blockchain temelli sanal para ürünlerini portföylerine kattı.

Morgan Stanley CEO’su James Gorman ise Bitcoin’in kesinlikle geçici bir heves olmadığını belirterek, “Yatırım yapan birçok kişiyle konuştum. Açık bir şekilde fazla miktarda spekülatif ama özü itibariyle kötü bir şey değil. Blockchain teknolojisinin doğal bir sonucu” dedi. AB Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ise sözü evirip çevirmek yerine, “Blockchain teknolojisinin gelecekte çok faydalı olacağını düşünüyoruz” ifadesini kullandı.

 

BLOCKCHAIN (BLOK ZİNCİR) NEDİR, NE DEĞİLDİR?

• Blockchain (blok zincir) herkese açık, şeffaf, merkezi bir yapıya sahip olmayan, zaman damgası bulunan küresel bir veritabanıdır.

• Sadece finans değil merkezi otorite olmaksızın, güvenilir bir aracıya ihtiyaç duyulan tüm hizmetlerde kullanılabilir.

• Blok zincir yapısı tek bir bilgisayara bağlı olmadığı ve uç bilgisayarlarda, birbirinden bağımsız olarak saklandığından sorunlara karşı dirençlidir.

• Her blok, kendinden bir önceki bloğun özetini içerir. Bu sayede bloklar birbirine bağlanarak bir zincir oluşturur. Mevcut bloğun özet değeri bulunurken, bir önceki bloğun özeti değeri de işleme katılır.

• Herhangi bir bloğu değiştirmek isteyen kötü niyetli bir ucun, ileriye doğru tüm blokları değiştirmesi gerekecektir.

• Ancak her bir bloğun oluşturulması için iş ispatı istendiğinden, blokları değiştirmeye kalkanın ileriye doğru tüm bloklar için de iş ispatı yapması gerekir.

• Böyle bir adım devasa işlem gücü gerektireceğinden gerçekleştirilmesinin neredeyse imkansız olduğu düşünülmekte.

 

GÜVENLİ ‘SEÇİM’ YAPILABİLİR

• Blok zincir ile sağlık, kültür, bilim ve sanat gibi tüm alanlarda servisler geliştirilebilir.

• Aynı Bitcoin teknolojilerinde olduğu gibi bölgesel veya ülke genelinde demokratik seçimler, referandumlar yapılabilir.

• Bu işlemler esansında oylamalar şeffaf ancak seçime katılanların kimlikleri gizli kalacaktır.

• Aynı güven temeli üzerinde tapu, noter, borsalar hatta evliliğe kadar pek çok hizmet bu teknoloji üzerinden sunulabilir.

 

 

Kanlı elmas satışını Blockchain engelleyecek

• Sermaye piyasalarına veri sağlayan S&P Global Platts, petrol üretimini kuyudan son kullanıcıya kadar Blockchain teknolojisiyle kayda geçip fiyat oynaklığını önlemeyi planlıyor.

• Dünyanın en büyük konteyner taşıyıcılarından Danimarkalı Maersk, IBM ile geliştirdiği Blockchain sistemiyle taşınan yük ile ilgili bilgileri liman işletmecilerinden sigorta şirketlerine, toptancılardan son kullanıcıya kadar tüm ortaklarıyla paylaşmaya hazırlanıyor.

• Dünyanın en büyük elmas şirketlerinden De Beers, insanlık dışı şartlarda elde edilen elmasların (Blood diamond) satışını engellemek için Blockchain teknolojisini kullanacak.

• Böylece işlenen her bir elmasın kimliği belirlenerek elmas sektörünün tamamıyla paylaşılacak.

 

 

Blockchain’in hiçbir zaafı yok mu?

Mevcut dijital para örneğinden yola çıkacak olursak…

• Dijital paraların satıldığı ve fiyatlarının belirlendiği platformlardaki kur verileri manipüle edilebiliyor.

• Platformların saldırıya uğraması sonucu paralar ortadan kayboluyor.

• Oysa uzun şifreler ve tanımlama kodlarıyla üreten adına kaydedilen ve tüm blok üzerinde depolanan dijital paraların kaybolmaması gerekir.

• Bitcoin ve bir dizi dijital para örneğinde olduğu gibi alım ve satıma yönelik yoğun talep oluştuğunda işlem süreleri günlere hatta haftalara uzayabiliyor.

• İşlemler esnasında işler ters gittiğinde yasal olarak hak aranabilecek bir ortam bulunmuyor.

• Blockchain gerçek hayatta başarılı olacaksa özellikle hukuki alanda sanal dünyayla gerçek hayat arasında çok sağlam ve sarsılmaz bir bağın kurulması gerekir.

• Blockchain temelli hizmetlerin çeşitlenmesi ve insanların hayatına girmesiyle bu arızaların da sayısının artacağına kesin gözüyle bakabiliriz.

 

 

Blockchain’in akıbeti internete benzemezse çok faydalı olabilir

Blockchain teknolojisine yönelik yapılan açıklamalara bakıldığında genel olarak olumlu bir beklentinin hakim olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni de kripto para sektöründe yaşanan ufak tefek bir dizi soruna rağmen Blockchain teknolojisinin oldukça düzgün çalışması ve ilgi görmesi. Bizleri bekleyen asıl sorun ise bu teknolojiye yönelik beklentilerin ölçüsüz şekilde artması. Elbette Blockchain teknolojisinin beklendiği gibi küresel çapta bir devrim yaratabilmesi için öncelikle sıradan insanların hayatında kayda değer bir değişim veya fayda sağlaması gerekecek. Bu bağlamda gündeme gelen olası çözümler ise daha şimdiden insanları Blockchain’in bir kurtarıcı gelip finans sektöründeki yolsuzluklardan tutun tapu dairesindeki sahtekârlıklara kadar pek çok alandaki sorun ve düzensizlikleri hemen çözeceğine yönelik bir beklenti içerisine soktu. İnternette buna benzer bir beklentiyle karşı karşıya kalmıştı.

 

İNTERNETİN FABRİKA AYARLARI 10 YILDA BOZULDU

O dönem gelişmeleri takip edenler hatırlayacaktır, 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren gündeme gelen internetin özgürlüğün beşiği olacağı, hak ve özgürlüklerin gerçekten saygı göreceği, hepsinden önemlisi merkezi bir gücün kontrol edemeyeceği yönündeki beklentiler çok popülerdi. John Perry Barlow’in 1996’da Davos’ta duyurduğu ‘Siber Uzayın Bağımsızlık Bildirgesi’nde bunun detaylarını görmek mümkün. Ancak 10 yıl geçmeden Google ve Amazon başta olmak üzere bir dizi şirketin sanal ortamda işleyişi kontrol eder hale geldiğini gördük. 2010 yılından itibaren ise sosyal medya ve akıllı telefonların devreye girmesiyle sanal dünya kullanıcıların hak ve hukukuna saygı gösterilmesi biryana, onların kişisel bilgilerinin toplanıp pazarlandığı devasa bir alışveriş merkezine dönüştü. Şimdi gözler Blockchain’de. Ondan da gelip dünyayı daha güzel bir hale getirmesi bekleniyor. Ama gelişimi internet gibi olursa vay halimize!

 

 

 

Bilinen ne varsa değişecek!

 

ripto paraların da içinde yer aldığı blok zincir (blockchain) sistemi, sadece alışverişte kullanılan bir platform değil, bilinen ne varsa değiştirecek bir sistem. En kısa ifade ile Blockchain, şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık bir veri tabanı. Blok zincir, defterdeki gibi ortak köke bağlı ancak farklı ve peş peşe dizilen sayfalara benzer. Dolayısıyla blok zincir tek bir blok değil, dağınık fakat birbirine bağlı bir altyapı. ‘Defter’e sayfa eklemek istenirse kişi önceki sayfanın sonuna yeni sayfa ekleyebiliyor, bunun için önceki katılımcılardan onay alması gerekiyor. Bu şekilde, sisteme girmek için merkeze ihtiyaç duymayan, dolayısıyla merkez tarafından da denetlenmeyen bir sistem kuruluyor. Bir noktadan başka bir noktaya doğrudan bağ kurulabiliyor. Yani aracıya gerek kalmıyor.

 

MALİYET DÜŞÜRÜYOR

Merkezin olmaması aynı zamanda saldırı olması halinde bile etkinin sadece belli bir bölgede kalmasını sağlıyor. Aracıya gerek olmaması ve her ‘sayfa’da kullanıcının imzasının bulunması güvenliği sağlıyor, şifreleme yöntemleri mevcut yöntemlerle kırılamıyor. Kuantum bilgisayar sistemleri yaygınlaşmadığı sürece (ki kısa vadede mümkün gözükmüyor) güvenlikte açığın minimum olduğu değerlendiriliyor. Aracısız işlem maliyeti de düşürüyor.

 

DEZAVANTAJI YAVAŞLIĞI

Bu özellikleri dikkate alındığında, blok zincirin özellikle finansal hizmetler ve teknoloji tabanlı sektörlerde mali ve operasyonel iyileşme sağlayacağı aşikar. Çünkü, maliyetin düşmesinin yanı sıra uzlaştırma süreleri kısalıyor, teminat yükümlülükleri ve kredi riskleri azalıyor. Örneğin elektrikli aracını şarj eden bir kullanıcının tükettiği enerji miktarı Blockchain üzerinde kaydedilerek şarj işlemi tamamlandığında oluşturulan akıllı sözleşme ile ödeme işlemi gerçekleştirilebiliyor.

Sistemin sıkıntısı halen yavaş olması. Örneğin kripto para sistemlerinde saniyede diyelim ki 15 seviyesinde işlem gerçekleşirken, Visa-Mastercard gibi sistemlerde 50 binin üzerinde işlem gerçekleşebiliyor.

 

 

Kripto paralar cüzdanları ‘şişiriyor’ mu?

 

Son dönemde hızlı fiyat dalgalanmalarıyla ‘Balon mu?’ tartışmasını doğuran kripto para dünyasında ‘maden’ arar gibi arama yapıp şifreyi çözen parayı ‘basabiliyor.’ Parayı saklamak için de ‘blockchain ’sistemi, yani dağıtık veri tabanı denilen ve ödemede aracıyı devreden çıkaran sistem devreye giriyor.

 

Dünyada para ve ödeme sistemleri kökten bir değişikliğin eşiğinde olabilir. Son dönemde yaşadığı hızlı yükseliş ve dalgalanmalarla ilgi odağı olan Bitcoin, tüm kripto paraları ve yeni dönem ödeme sistemlerini gündeme getirdi. Yaklaşık 8-9 yıl önce adını duyurmaya başlayan kripto paralar, yani şifreli paralar artık yatırım şirketlerinden ünlülere kadar pek çok kurum ve kişinin radarında.

Toplam hacim büyüklüğü 600 milyar doları aşan sonra rekor düşüşler yaşayan kripto paralar, aslında büyük bir dünya. En ünlüsü Bitcoin ile gündeme gelse de aslında bin 300’ün üzerinde çeşidi var. Kripto, şifre anlamına geliyor. Yani kripto para, şifrelenmiş para demek. Kriptoloji (şifreleme bilimi) verilerin belirli bir sisteme göre şifrelenip başka bir ortama gönderilip, bu yeni ortamda şifrelemenin çözülerek verilerin yeniden açığa çıkması olarak tanımlanıyor. Bu tanımdan hareketle, kripto para da kendisini kriptoloji ile güvence altına alan sanal para birimine işaret ediyor.

 

ÜRETİM SINIRI VAR

Peki bu sanal para birimini kimler üretiyor? Teknik olarak, işlemci gücü ve internet bağlantısı olan, teknoloji bilgisine güvenen herkes kripto para üretebilir. Kripto paralar, kağıt paraların aksine, bir merkez bankası ya da hükümetin yetki alanında yer almıyor. Bireyler kripto para üretebiliyor. Şifreyi çözenin parayı ‘basabildiği’ bir sistem bu. Ancak her kripto paranın da mucidi tarafından belirlenmiş belli bir üretim sınırı var. Örneğin bitcoin için bu sayı 21 milyon. Bu üretim sayısının sabit olması, ancak diğer taraftan da bitcoin’e rağbetin artması paranın şifresinin zorlaşmasına ve bitcoin’in daha küçük parçalara bölünmesine neden oluyor. Kripto para bulmak için şifrelerin bulunması gerektiği için üretim süreci de İngilizce’deki mining, yani madencilik tabiriyle anlatılıyor: Maden arar gibi kripto para aranıyor.

 

BLOK ZİNCİRLİ GÜVENLİK

Kripto parayı diyelim ki buldunuz, nasıl saklayacaksınız, harcayacaksınız? İşte bu noktada da devreye bir diğer devrimsel buluş giriyor: Blockchain, yani blok zinciri. ‘Madenci’, yani kripto parayı şifreyi çözerek bulan kişi, bu noktadan sonra blok zincirini, yani şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık veri tabanı kullanıyor. Kripto paranın güvenliğini sağlayan blok zinciri sistemi, para alışverişi bilgilerini bloklar üzerinde taşıyor, kripto para bu sistemle ödemeyi yapan adresten alıcı adrese şifrelenmiş ve imzalanmış olarak gönderiliyor. Bu sistem dağıtık ve bloklar halinde yapıldığı için güvenlik sağlanmış oluyor, gönderici ve şifreyi çözen alıcı dışında başka kimse tarafından erişilemiyor. Yani aracısız ama güvenli alışveriş yapmak mümkün hale geliyor.

Kullanıcıları cezbeden bu özellik tahmin edilebilir nedenlerden devletlerin ise korkulu rüyası olabiliyor. Çünkü kripto para birimleri merkezi bir otorite tarafından takip edilemiyor. Bu da kara para aklama, uyuşturucu, vergi kaçırma gibi hukuk dışı işlemler için elverişli bir zemin yaratıyor.

Bitcoin ve aslında tüm kripto paralar üzerinden yürütülen tartışma aslında şu temel soruda kilitleniyor: Kripto paralar gerçekten para mı yoksa varlık mı? Devletler şu aşamada kripto paralara ağırlıklı olarak varlık değerlendirmesi yapma eğiliminde. Kripto paralar, para olarak kabul edilirse toplamın içindeki payının göreli düşük olduğunu söylemek mümkün. 600 milyar dolar seviyesindeki toplam küresel hacme karşılık dünyadaki madeni para ve banknot toplamı yaklaşık 7,5 trilyon dolar. Bir başka deyişle kripto paralar geleneksel paraların yüzde 7’si seviyesinde. Kripto paralar, varlık olarak kabul edilirse toplamın içindeki payı çok daha düşük. Örneğin, küresel döviz piyasalarında bir günde 5 trilyon dolarlık, altın piyasalarında 8 trilyon dolarlık işlem yapılıyor. Küresel tahvil piyasasının hacmi 60 trilyon doların, dünya borsalarının hacmi ise 80 trilyon doların üzerinde.

 

1.000 KİŞİ BITCOIN’LERİN YÜZDE 40’INA SAHİP

Bitcoin ile ilgili istatistiklere kesin olarak ulaşmak çok kolay değilse de, bu konuyla ilgili veri sağlayan ve hesaplamalarda baz alınan bazı online kaynaklar var. Bu sitelerden yapılan derlemelere göre,

• Yaklaşık bin kişi Bitcoin’lerin yüzde 40’ını elinde tutuyor.

• Bitcoin altyapısı saniyede 3.3 işlemi sonuçlandırabiliyor. Oysa talep daha yüksek: saniyede 4-8 aralığında işlem talebi geliyor.

• Altyapı talebe yetişemediği için işlemler sıraya konuyor. Bitcoin için bu şekilde oluşmuş kuyruk oldukça uzun: 110 binin üzerinde.

 

 

Efsanevi mucit aslında Elon Musk mı?

 

Kripto paranın mucidi internet dünyasının da en büyük sırlarından biri. Kaynaklar Satoshi Nakamoto ismi üzerinde birleşse de, bu isim kime ya da hangi kuruma işaret ediyor, belirsiz. Nakamoto, 2008 yılında şifrelenmiş bir mail listesine Bitcoin’in nasıl işlediğini anlatan bir makale yolluyor ve bitcoin efsanesini başlatmış oluyor. Bu takma ismi kullanan kişi ya da kişilerin kimliğine dair pek çok spekülasyon var. Nakamoto’nun bir milyon Bitcoin’e sahip olduğu, yani dünyanın en zenginleri listesinde 44’üncü sıraya yerleşecek kadar zengin olduğu tahmin ediliyor. Nakamoto’nun kimliğine dair spekülasyonlardan bir tanesi de bu kişinin Tesla’nın sahipi Elon Musk olduğu yönünde. Bu iddianın dile getirilmesi üzerine Musk Twitter’dan açıklama yaparak, iddiayı yalanladı. Musk, “İddia doğru değil. Bir arkadaşım birkaç sene önce yollamıştı, nerede olduğunu bile bilmiyorum” diyerek konuyla ilgisizliğini de dile getirdi. Ancak bu cevap bu iddiayı dile getirenleri tam ikna etmedi. Sonuçta, Nakamoto’nun kimliği daha uzun yıllar merak konusu olacağa benzer.

 

 

BitTorrent’in kurucusu ‘yeşil’ Bitcoin peşinde

 

Bir Bitcoin işleminin gerçekleşmesi için harcanan elektrik ABD’de ortalama bir evde bir haftada harcanan elektriğe denk. Bu nedenle BitTorrent’in kurucusu Bram Cohen, ‘yeşil’ bir bitcoin üretmenin peşinde. Chia Network diye bir şirket kuran Cohen, bu konuda daha önce bazı fikirlerin gündeme geldiğini, ancak ‘bu konunun tam da kendi uzmanlık alanlarına girdiğini’ söylüyor. Cohen’in hedefi 2018 yılının sonunda yeşil kripto parayı piyasaya sunmak.

 

 

Bitcoin’e rakip Turcoin

 

Bitcoin’e Türkiye’den rakip çıktı. Türkiye de ilk elektronik para ve kripto para ile ilgili çalışmalarına 2000’li yılların başlarında başlayan ve 85 ülkede işlem gören bazı ön ödemeli kartların tek üreticisi olan Anafis Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sadun Kaya, Bitcoin’e rakip olarak Turcoin’i üretmeye başladı. Türk Mühendisler tarafından geliştirilen Turcoin, Bitcoin gibi blok zincir ‘Blockchain’ ağına bağlı Cryptonight teknolojisi ile geliştirildi. Turcoin’i, Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinden ayıran özelliği ise 3 milyondan fazla ön ödemeli kart kullanıcısının anında kullanmaya başlayacağı, Ripple teknolojisinin birçok türevini de içinde barındıran bir teknolojik yapıya sahip olması.

 

 

Bitcoin için yasal düzenleme şart

 

Değer üstüne değer kazanışıyla gündemden düşmeyen, sinema filmlerine konu olan ‘Bitcoin’ ile ilgili ekonomi dünyasından da farklı sesler yükseliyor. Bitcoin bir balon mu, yoksa geleceğin para birimi mi? Tartışmalar devam ederken İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Helvacı, Bitcoin ile ilgili önemli bir soruyu gündeme taşıdı: “Bitcoin’in yasal temeli var mı?’’

24 Aralık 1937 tarihli ve 3290 sayılı Devlet Hesaplarında Liranın Esas Olarak Kabulü Hakkında Kanun’a dikkat çeken Prof. Helvacı, “Bugün Türk Lirası’na duyduğumuz güvenin ve alış veriş hayatında Türk Lirası’nı kullanabilmemizin temeli bu kanundur. Bu kanun Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkındaki Kanun’un 5’inci maddesi ile 1 Ocak 2005 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır ve yine bu Kanunun 1’inci maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin para birimi “Yeni Türk Lirası” olarak kabul edilmiştir. Hatırlanacağı üzere “Yeni Türk Lirası’nın kabulü ile paradan 6 sıfırın atılması da yapılan bu değişiklikle mümkün olabildi. Daha sonra Bakanlar Kurulu kararı ile Yeni Türk Lirası’ndaki ‘Yeni’ ibaresi de kaldırıldı. Bütün bu değişiklikler hep bu yasal düzenlemeler ile gerçekleşti. O halde Bitcoin adı verilen dijital paranın geçerli olarak kullanılabilmesi için de yasal düzenlemeler yapılması şart. Bitcoin yasal zemine oturtulmadan ekonomik hayatın içine dâhil olursa birçok mağduriyetle karşı karşıya kalınabilir” dedi.

 

BITCOIN MİRAS YOLUYLA MİRASÇILARA GEÇER Mİ?

“Bitcoin’le maaş ödemesi yapılabilecek mi, bu para internet alışverişlerinde mi geçerli olabilecek, bu gibi sorulara cevap verebilmek için mevzuattaki boşluklar doldurulmalı’’ diyen Prof. Helvacı Miras Hukuku kapsamında da Bitcoin’le ilgili hukuki zeminin hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Helvacı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kişi vefat ettiğinde miras yoluyla intikali mümkün olan malvarlığı değerleri onun mirasçılarına geçer. Kişinin taşınırları, örneğin arabası, teknesi; taşınmaz malları, örneğin evi, arazisi, aynı şekilde kasasındaki veya banka hesaplarındaki paraları da mirasçılarına geçer. Peki Bitcoin? Bitcoin de varislere geçebilir mi? Bitcoin bir yasal temele kavuşmadığı sürece Bitcoin’in miras yoluyla intikali de birçok tartışmanın ortaya çıkmasına ve mağduriyetin yaşanmasına neden olabilir.”

 

 

BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ŞİMŞEK

Finansal İstikrar Komitesi’nde çalışma grubu oluşturuldu

 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de yaptığı açıklamalarla Bitcoin ve Blockchain’i hükümet olarak önemsediklerini gösteriyor. Şimşek bir TV programında, “Bitcoinle ilgili vatandaşlarımızı uyardım fakat blockchain, bir teknoloji o apayrı bir konu, onu çok önemsiyoruz. Platform üzerinden verimliliği artıracak, dijitalleşmeyi daha hızlandıracak ayrı bir alan. Biz en son Finansal İstikrar Komitesi toplantısında bu konuyu ele aldık, bir çalışma grubu oluşturduk, kripto para konusunu incelemeye aldık. Bahsedilen bu para birimleri Türkiye’de legal değil, legal altyapısı yok. İkincisi gelecekte bunların akıbetine ilişkin dünyada ortak bir fikir yok, ciddi soru işaretleri var. Biz Türkiye’de kripto para anlamında kendimize özgü bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Spesifik birtakım kripto para birimleri noktasında biz şu anda mesafeliyiz, onu riskli görüyoruz. Vatandaşlarımıza bunun getirdiği risklerle ilgili uyarılarda bulunduk. Nitekim bu tartışmalar yaşanırken, çok hızlı bir çıkış sonra da bir çöküş oldu. Biz vatandaşlarımızın bu noktada, bu spekülasyonlardan zarar görmesini istemeyiz” dedi.

 

Himmet Karadağ

Borsa İstanbul Başkanı

Bitcoin ile ilgili tartışmalar Türkiye’de ekonomi dünyasında da gündeme geliyor. Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ, konuyla ilgili gelişen teknolojileri takip ettikleri, ancak bu haliyle kripto para birimlerinin Borsada işlem görmesinin mümkün olmadığı açıklamasını yaptı.

 

Jamıe Dımon

J.P Morgan Chase & Co. CEO’su

“Bu para işlemeyecek. Bu sahtekarlık ve patlayacak. Birilerinin havadan, hiçbir şeyden para yarattıkları yerde iş yapamazsınız. Bunu alan insanların da gerçekten akıllı olduklarını düşünemezsiniz. Bu iş lale soğanından da kötü. Sonu iyi bitmeyecek. Bizim trader’larımızdan Bitcoin işlemi yapan olursa saniyesine kovarım.”

 

Chrıstıne Lagarde

IMF Başkanı

“Dijital parayla ilgili büyük çöküşler göreceğiz diye düşünüyorum. Dünya merkez bankaları ve regülatörleri dijital para birimleri konusunda ciddileşmeli. Küresel finans kuruluşları, ödeme sistemleri ve finansal hizmetleri şimdiden sarsmaya başlayan finansal teknolojik ürünleri yeterince gözlemlemeyerek risk alıyor.”